HRİSTİYANLIKTA GÜNAH, SEVAP ve KURTULUŞ YOLU:
Hristiyan anlayışında Günah sadece karşıdaki insana yapılan bir eylem veya ayıp değildir, işlendiğinde Tanrıya karşı da bir suç unsuru taşır. Çünkü yasayı Tanrı'nın kendisi kurmuştur. Bir günahın cezasına işlenen kişiye göre hesap verilir. Misal, ben komşuma yumruk atarsam, sonucu belki kavga olur. Ama bir polis veya bakana aynı yumruğu atarsam sonucu çok daha vahim ve ağırdır. Günah işlemek (zina, şehvet, çalmak, yalan, komşunun malına göz dikmek, vs) Tanrı'nın kendisine ve kutsallığına karşı bir hakaret ve suç unsuru da taşıdığı için cezası ebedi ölümdür.
Hristiyanlıkta sevap kavramı yoktur, ne de başkalarının sevabından faydalanmak vardır. Peygamber Yeşaya'nın dediği gibi sevaplarımız Tanrı'nın önünde kirli bir adet bezi gibidir. Yani Tanrı bunları hakaret olarak algılıyor. Çünkü sevap işleyerek bilinçli veya bilinçsiz Tanrıya bir nevi rüşvet verecekcesine Tanrının yargısından sıyrılıp lütfunu elde etmeye veya kendi çabalarımızla satın almaya çalışıyoruz. Lütuf sevaplarla satın alınamaz. Ayrıca Tanrı adaletinden taviz veremez, ölümle cezalandırılan birine sevapları ne olursa olsun ölümle yargılaması lazım.
Lütuf şeriat tutarak elde edilemez. Çünkü şeriat cezalandırmak için vardır, ödüllendirmek için değil. Misal, yeşil ışıkta geçen bir arabanın polis tarafından durdurulup para ödülü aldığını duydunuz mu? Yok, çünkü yasalar suçu belirlemek ve cezayı ödettirmek için vardır, kanuna uyanları ödüllendirmek için değil. Dolaysıyla yasayı tutmak bizi ebedi ölümden kurtaramaz.
Peki o zaman biz kendi çabalarımızla, sevaplarımızla, yasları tutmakla kendimizi bu delikten çıkartmıyorsak, sevaplarımız bile Tanrı katında bir hakaretse ve adil bir Tanrı bizi ölümle cezalandırması gerekiyorsa, kurtuluş nasıl mümkün olur?
Kurtarış ancak Tanrı lütfuyla olur. Tanrı bizi seviyor. Bundan dolayı Tanrı lütfu ve Kelamı olan İsa Mesih dünyamıza indi bizim suçlarımızdan dolayı çekmemiz gereken ilahi yargıyı ve ölümü çarmıhta çekmeye razı oldu. Yürekten tövbe eden ve İsa Mesih'e yani Tanrı lütfuna kendisini tümüyle teslim eden kişinin yargısı çarmıhta görülür, ebedi ölümden kurtulur ve böylece hayatına temiz bir sayfayla yeniden başlamış olur.
Kişi sadece İsa Mesih'e sığındığında, Tanrı'nın lütfuna sığındığı için ebedi ölüm yargısından kurtulmuştur, çünkü bu yargı çarmıhta görülmüştür. Bu manada Tanrısal lütfa iman bizi hukuksal yönden Tanrı katında aklar.
Kişi tövbe ettiğinde ve yalnızca İsa Mesih'e iman ettiğinde, İsa'nın ruhu o kişinin içinde yaşamaya başlar. Bunu vaftiz merasimiyle dile getirir. Bundan sonraki hayatında kişi dua ederek, kutsal kelamı okuyarak, ibadetlere katılarak ruhça pekişir. Kutsal ruh insanı hayati veya ruhsal manada içinden temizler. Bunun neticesinde Tanrıyı sevmek ve komşunu kendin gibi sevmek, özetçe Tanrının beklediği doğruluk hayatını yaşamak ve günah işlememek mümkün olur.
Buna rağmen her imanlı tam mükemmelliğe erişmeden hayata gözlerini yumar. Cennet'e gitmeden önce Mesih'in yargı kürsüsünden son bir arınmadan geçer. Böylelikle Mesih'e sığınan kul bir ebediyet boyunca Rab'bin yanında, asıl mutluluk, sevgi ve sevinç kaynağı olan Tanrıyla birlikte bir ebediyet geçirir.
KÖKENİMİZ:
Asıl kökenimiz, Mesih İsa'nın çağlar üstü olan İncil mesajıdır. Ayrıca Türkiye Protestanları olarak, Anadolu'nun zengin kültür mozaiğine ait olan İznik ve Kadıköy Akideleri gibi, Hıristiyan İnancı'nın tarihsel kökenlerine bağlıyız. Türkiye Protestan Kiliseleri ırk, dil, millet, mezhep, cinsiyet vb. ayrımı gözetmeksizin Mesih İsa'nın günahtan Kurtuluş müjdesini (İncil'i) benimseyen ve ibadetlerini Türkçe olarak sürdüren kiliselerdir. İlkemiz; Türkiye'de farklı inançlarda olan herkesle sevgi, saygı ve hoşgörü ilişkilerini geliştirmektir.
BAŞKA NEYE İNANIYORUZ?
İncil’in ana mesajı Tanrı'nın sevgisi ile ilgilidir. Mesih İsa,
sonsuz kurban niteliğindeki ölümü ile ve ölümden dirilişiyle cennet kapısını herkese aralamıştır. Bütün insanlar tövbe edip bu yüce habere yürekten inanmaya davet edilmektedir.
Ayrıca:
1) Bir ve tek olan Tanrı’nın kendini ÖZ (Baba), Kelâm (Oğul) ve Ruh (Kutsal Ruh) olmak üzere üç temel 'BEN' olarak kendini ifade ettiğine,
2) İsa’ya teslim olan kişinin kurtuluş armağanı karşısında Rabbini her konuda hoşnut etmek için yaşadığına,
3) Kilisenin, Mesih İsa’yı tanımak ve gerçek kimliğiyle tanıtmak için hizmet ettiğine…
…İNANIYORUZ.
PROTESTANLIK NEDİR?
Protestanlık, 16. yüzyılda İncil'in esaslarına dönmek için yapılan Reform hareketine verilen genel isimdir. Reform’un ana özellikleri:
1) İnanç ve ibadet konularında gelenekler değil,
yalnız Kutsal Kitap nihai yetki olarak benimsenir: “Yazılmış olanın dışına çıkmayın” (İncil, 1Ko.4:6).
2) Mesih İsa iman eden herkes için haçta kendini kurban olarak sunmuştur. Cennet, yalnız iman yoluyla Tanrı’nın verdiği bir armağandır: “İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı'nın armağanıdır” (İncil, Ef.2:8).
3) Kilise yalnız ruhsal işlerle ilgilenir. İnanç ve devlet işleri ayrı tutulur. Yani laiklik ilkesi önemsenir. “Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını Tanrı'ya verin” (İncil, Mat.22:21).
DEĞİŞMEYEN İNCİL:
Tevrat, Zebur ve İncil, yazıldıkları özgün dillerde --İbranice, Aramca ve Grekçe-- ne geçersiz kılınır (hükmü kalkmaz), ne eksilir (tahrif olmaz), ne de ortadan kalkar (nesih olmaz).
“Gök ve yer ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır ” (İncil, Matta 24:35).
Günümüzde mevcut elyazmaları, İncil'in değiştirilmeden elimize kadar ulaştığını tereddüde yer bırakmayacak şekilde kanıtlamaktadır. Hıristiyan İnancı ne Batı’ya ne de Doğu’ya aittir. Aksine SEMAVİ ve EVRENSELDİR!